gizli sevdam..
adı sanı zikredilmese de; benim için türk dizi tarihinin en iyi beş dizisinden birisidir. kulvarı itibariyle de en iyisidir.
yaklaşık iki haftadır gece yarıları atv avrupa'yı açıyorum sırf bu yüzden. -yine- ramiz efendi gibi konuşmaya başladım :d toprak çekiyor diye midir bilmiyorum ama aşırı sempati duyuyorum her unsuruna. senaryosu, müzikleri, ortamı, dokusu, insan ilişkileri, oyunculuklar..
.
babür çoroğlu'dan iyi olmasın,
ertan saban buradaki alex'e de şahane hayat veriyor.
emsal; tarih 1896. balkanlar fokur fokur. değil senden olmayanla iyi geçinmek, selam vermek bile çok zor "artık". siyasi gerginlik had safhada, farklılıklara olan tahammül her geçen gün azalmakta; ön yargı, yargısız infaz ve provokatif linçler revaçta.
böyle bir zamanda gayrimüslim bir gençle müslüman bir kız birbirlerine aşık olacaklar? ah be canlarım, rahat bırakırlar mı sizi hiç? her iki taraftan her ikinizi de çarmıha gererler. dile kolay; alex'i bu yüzden sürgün ettiler..
ama o yılmadı, kendince bir çare buldu. vazgeçemezdi, en azıdan deneyecekti. gitti dedesine, rızasını almak için. müslüman olmak ve artık ortada bir "farklılık" kalmasın istiyordu. sırf zarife'sine bir an evvel kavuşabilsin diye.
dedesinin hayal kırıklığıyla bağıran tepkisi, alex'in o tepkiyi kahrola kahrola içine çekmek zorunda oluşu, içinde kopan buruk kıyametin bir türlü dışa çıkamaması;
"ben seni akıllı bilidim be torun..."
tanıdığınız tüm farklılıkların gözü kör olsun!
.
kendini ermiş zannetmek isteyen ramiz efendi;
"fatma sen niçin istemeyesin ben ermiş olam?" :d
"o belalar da ben ermiş olmadan evvel idi." dhjsadhsfdhasd